Milliyet gazetesininin 5 Eylül Cumartesi günkü sayısındaki bir habere göre “Güzel kadınlar erkeklerin aklını başından alıyor”.
http://www.milliyet.com.tr/Yasam/HaberDetay.aspx?aType=HaberDetay&ArticleID=1135830&Date=05.09.2009&Kategori=yasam&KategoriID=5&b=Guzel%20kadinlar%20erkeklerin%20aklini%20basindan%20aliyor&PAGE=1Bu ilginç araştrma haberini okuyunca insan – yine – neden en azından köklü gazeteler bir tane bilim gazetecisi yetiştirmezler ya da en azından bilimden biraz haberdar birine bu tür işleri vermezler diye düşünüyor. Dış Haberler Servisi’nin yazdığı ya da Türkçe’ye çevirdiği haberde “bir araştırmanın” çekici buldukları kadınlarla konuşan erkeklerin, çekici bulmadıkları kadınlarla konuşan erkeklere göre “beyin fonksiyonlarını ölçen bir testte” daha kötü performans sergiledikleri belirtiliyor. Bunun ötesinde, habere göre bulgular “bu durumun...karma eğitim yapan okullarda erkek öğrencilerin sınav sonuçların da yansıdığını gösteriyor”muş.
Araştırmayı kim yapmış? Dış haberler servisi orayı atlamış. Beynin hangi fonsiyonu ölçülmüş. Orayı da atlamışlar.
Hollanda’daki Radboud Üniversitesi’nden Karremans, Verwijmeren, Pronk ve Reitsma’nın yaptığı araştırmanın içeriğine bakarsak: Haberde beyin fonsiyonu testi diye bahsedilen şeyin bilgileri belirli kısa bir süre için zihinde tutup, onlarla ilgili işlem yapmaya yarayan işlem belleği ve yönetici işlev testleri olduğu anlaşılıyor. Birinci araştırmada erkek üniversite öğrencilerine 500 milisaniye süre ile birer birer çok sayıda harf gösteriliyor ve her harfin, iki önce gösterilen harf ile aynı olup olmadığına karar vermeleri isteniyor. Daha sonra her bir katılımcı ya erkek ya da kadın araştırmacı ile 7 dakika süreyle sohbet ediyor, ardından aynı testi tekrar yapıyorlar. Sonuçlar, kadınlarla sohbet eden erkeklerin, erkeklerle sohbet edenlere göre doğru yanıtları daha yavaş verdiklerini gösteriyor. Yavaş derken aradaki fark sadece 181 milisaniye, yani saniyenin 20’de biri kadar (erkek araştırmacı ile sohbet eden erkekler ortalama 1255 milisaniye, kadın araştırmacı ile sohbet edenler ise 1436 milisaniyede tamamlıyorlar).
İkinci deneyde ise hem kadın katılımcılar da var, hem de yeni bir bilişsel test kullanılıyor (öncekine göre biraz daha güç olan Simon testi). Sonuçlar ilk deneyde olduğu gibi kadın araştırmacı ile sohbet eden erkeklerin, erkek araştırmacı ile sohbet edenlere göre doğru yanıtları daha yavaş verdiğini gösteriyor (yavaşlama birinci deneyden daha da az; 37 milisaniye). Kadınların performansı ise sohbet ettikleri kişinin cinsiyetinden etkilenmiyor.
Sonuç olarak, Karremans ve meslekdaşlarının çalışması kadınlarla sohbet ettikten sonra erkeklerin işlem belleği testlerinde doğru yanıtlarını vermede bir miktar yavaşladıklarını gösteriyor. Ancak, daha fazla hata yapmıyorlar ya da bazı gazete haberlerinde yazıldığı gibi zeka puanları düşmüyor! Ayrıca , bu etki haberlerde yazıldığı gibi sadece erkeklere mahsus değil, kadınların sohbet sırasında iyi bir izlenim verme eğilimi arttıkça, onlar da verilen bellek testinde yavaşlıyorlar. Aslına bakılırsa, burada önemli olan cinsiyetten çok, sosyal etkileşim için ne kadar zihinsel çaba harcandığı. Herhangi bir anda kullanabileceğimiz bilişsel kapasitenin sınırlı olduğu düşünüldüğünde, sosyal etkileşime harcadığımız dikkatin ve bilişsel kaynakların diğer bilişsel işlevler üzerinde olumsuz etkisi olması çoğunlukla kaçınılmaz. Kiminle, hangi konuda etkileşim içinde olduğumuz bu etkinin büyüklüğünü de etkileyebilecek faktörler olarak ortaya çıkıyor. Örneğin, Karremans ve arkadaşlarının sözünü ettiği bir çalışmada (Richeson ve Shelton, 2003) benzer bir yavaşlamanın farklı ırktan katılımcıların sosyal etkileşimi sırasında özellikle de önyargısı yüksek kişilerde ortaya çıkması da bunu destekliyor.
Karremans ve arkadaşlarının bu çalışmanın önemli pratik sonuçları olduğu konusundaki görüşlerinin biraz abartılı olduğunu da söylemek lazım. Örneğin, bu sonuçların karma okullardaki erkek öğrencierin bilişsel enerjilerilerini sınıftaki kız öğrencileri etkilemeye yönelik kullanacaklarından dolayı akademik performanslarının düşmesine neden olabileceğini ileri sürüyorlar. Bu iddiayı ciddiye alırsak, diyebiliriz ki yaptıkları çalışmada buldukları 37 milisaniyelik yavaşlamanın uzun süreli değerlendirme sonucu belirlenen akademik performansa genellenebilmesi oldukça zor. İkincisi, bu araştırmada yeni tanışan iki kişinin sosyal etkileşimi söz konusu iken, erkek öğrencilerin uzun aylar, hatta yıllar boyunca birlikte okudukları kız öğrencileri hala etkilemeye çalışmaları oldukça zayıf bir olasılık gözüküyor. Zaten eğer öyle yapıyorlarsa da, işte o zaman gerçekten kadınların erkeklerin aklını başından aldığı söylenebilir.
Dört sayfalık makalenin tümünü okumak isteyenler için: Karremans, J. C., Verwijmeren, T., Pronk, T. M., & Reitsma, M. (2009). Interacting with women can impair men's executive functioning. Journal of Experimental Social Psychology, 45, 1041-1044.